19 Temmuz 2011 Salı

Dış Görünüş

Karar vermede ilk nokta. Belki de en önemli nokta. Bir insana yaklaşmadan, konuşmadan, atılan ya da atılmayan adımın sebebi, en belirleyici unsur. Ne kadar doğru peki? Hep yanlış çıkıyor değil mi? Bugün yıllardır görmediğim eski bir arkadaşı gördüm. Merhaba, nasılsın faslından sonra çalıştığı yerin adını söyledi. Orada bir arkadaşım çalışıyordu. Adını söyledim, tanımıyorum dedi. Tarif ettim, yine tanımıyorum dedi. Eski bir eleman olduğu için tanımaması, bilmemesi imkansızdı ve benzeri olduğu ünlü ismi söyledim hatırladı  ve ekledi;

- bize gelmez, muhabbetim yok.
+ neden.
- bizi aşar, bize gelmez.

Lan neden sana gelmesin, niye seni aşsın. Konuşmamasının, muhabbet etmemesinin tek sebebi uzun saçları, küpesi ve giyim tarzı. Tamamen dış görünüşü sebebiyle. İtici bir görünüşü yok bana göre, aksine farklı ve hoş bir hali var. Ayrıca yaptığı iş, konuşmaları ve yaşı gereği bir çok insandan farklı gelir. Daha bir severim bu yüzden. En sevdiğim özelliği kendi olanlardan, olmayı başarmaya çalışanlardan. Ama gel gör ki, onunla bir kelam etmemiş adam adını duyunca yüzünü ekşitiyor 'he o mu'  diyerek. Neyse dedim bu cümlelerden sonra pastane kapanmadan gideyim ben.

Öyle güzel yargılıyoruz ki ve öyle güzel asıyoruz ki tanımadan insanları. Sonra pişman oluyoruz, ''ya ben seni farklı düşünmüştüm, böyle hayal etmemiştim. Çok farklı ve iyi biriymişsin.'' lan senin aklın, düşüncelerin ve ön yargın ne kadar kötü bunun farkına varamadın ki yıllarca ve hiç varamayacaksın ömrün boyunca.

İnsanları dış görünüşüne ve elbiselerine göre asmayın ve değersiz yargılarla değer vermeye çalışmayın. Dün ''izle'' dediğim filmde çok güzel bir cümle vardı.

''Asıl ucuz olan ne biliyor musun?
5 kuruş vermeden savurduğunuz yargılarınız.''

Öyle hesapsız ve pervasızca harcıyoruz ki yargılarımızı, sonunda pişman oluyoruz. Özür diliyoruz gerçekler kendinden geçtikten sonra. Elbiseyle adam olunsaydı, denize kimse şortla girmezdi. olmadı di mi ahahah. Neyse o özlü sözleri yazasım yok, anladınız işte. Ben mesela öyle farklı birini (bana göre kendi olan) gördüğüm zaman aynı ortamda isem mutlaka konuşur, bir şeyler paylaşırım o anın keyfini çıkarırım. Ama insanlar işin en ucuzuna kaçıyor. Konuşmak, dinlemek ve anlamak yerine tek itibar ettiği şeye yöneliyor. Ona her zaman yön veren süper gücü düşüncelerine.

Aldanmayın, insan kendini kalbinde taşır. Bir bez parçasına, iki üç tutam kıl, tüye bakıp karar vermeyin. Kararsızlığınız ve düşüncesizliğinizden başka bir şey değil bu.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com