22 Ocak 2011 Cumartesi

Seni Seviyorum

Geçenlerde çok sevdiğim canımın içi, bi tanesi hahaha ile konuşurken cümleler ''seni seviyorum'' a geldi ve bir entry yazdım. En çok sevenler ya da en çok sevdiğini düşünenler yani bizler o ''biliyor'', ''anlıyor'' diyerek en sevilenlerimize bu iki kelimeyi çok görüyoruz. Nasıl olsa onu sevdiğimi biliyor diye düşünüp ona, onu sevdiğimizi asla söyleyemiyoruz. Özür dileyerek bir cümlesini paylaşıyorum beni bu yazıyı yazmaya iten arkadaşımın, Dedi ki; '' elin adamına seni seviyorum'' diyorum ama onlara diyemiyorum. Neden bizden'i onlarlaştırıp bizden uzaklaştırıyoruz. Niye saklıyoruz.  

Sevdiğini söyleyememek Tüm kösele bu mu? O zaman niye yaşıyoruz ki?. Hayat sandığımız kadar uzun değilmiş, yaşadım ben bunu. Siz yaşamayın, elbet yaşayanlar vardır benden daha kötü bir şekilde. Ben en ucuzundan yaşayarak öğrendim.  Başucumda ağlayanlar vardı, şişkin gözlerini belli etmemek için gözlerime bakamayan.Çünkü acı içinde gülüyordum. Öyle berbat bi halim  vardı. Ya bir daha bakamasalardı gözlerime? işte hayat bu kadar kısa. O gözler yaşarken de açık kalabiliyor. Birisi gözleri açık giderken, geride kalan diğerleri gözleri açık yaşıyor. Anlatabildin mi?

O artık duymadıktan sonra sesini, binlerce kez haykırsan seni seviyorum diye? ne anlamı var ki. Var elbette unutamayacaksın ama neyi biliyor musun? keşke yanımda olsaydı da bir kez ona ''seni seviyorum'' diyebilseydim diye sonsuz bir pişmanlığı hayatın boyunca yaşayacak ve hatırlayacaksın.

Hastane odasında en çok bunu düşündüm ben. Beni bir daha göremeseler?
Cevabını veremedim ben bu sorunun/sorumun zaten kimse veremez gibime geliyor.
Aklıma tek gelen kıyametleri olurdum ansızın kopan.

O yüzden saklama, ben zaten saklamıyorum abuk subuk yazıyorum. Sana görünen ne bilmiyorum oradan ya da bu iki kelimeye yüklediğin anlam benim için anlamı aynı değişmiyor.

Yazdıklarım Seni Seviyorum'un Şiircesi sadece.

Bak mesela şimdi canımın içine yani ona, onu sevdiğimi söylicem gülümseyecek. Kırık ve kırmızı burnum kadar eminim.

Seni seviyorum.

pastik, uyuz, palyaço
n.

18 Ocak 2011 Salı

Sigara, Bırakmak, Yaşamak

Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu 1. Bölüm. ve 6 Bölüm Halinde. Youtube'den izlemeye devam edebilirsiniz. En fazla 1 saatinizi kaybetmiş olursunuz ve ben size yenisini hediye ederim diyerek hayatım boyunca yapmış olduğum en iğrenç esprilerimden birisini daha yaparım. Al işte sigara içmek için bir sebep daha. :)








Sigarayı bırakmak ne kadar zor geliyor değil mi? İnan senden farkım yoktu, belki de şu an bir sigara yaktın bu yazıyı okuyorsun, gülüyorsundur bilemem. Hadi oradan palyaço bile diyorsundur, dersin sen dersin bu palyaço da diyordu bir zamanlar.

Ben ki; sabah yüzümü yıkamadan sigara içen birisiydim. Ne nalet palyaçoymuşum öyle. Afyonum berbat patlamazdı. Yüzümü yıkadıktan sonra 1 tane daha. Kahvaltıdan sonra 2 tane daha. Kahvaltı dediğimde 1 tane açma. Doğru düzgün yemek yemezdim. Yemek yerine sigara yerdim resmen. Karnımdan açımmm diye sinyaller gelirdi, yakardım bir sigara yanında bir bardak çay yine yemek yemezdim. Saatler sonra öğlen yemeğini akşam yemeği niyetine yerdim. Akşamları ve yatmadan önce paketi bitirirdim, sömürürdüm. İştahsız bir bünyeye sahiptim ve tek sebebi sigaraydı. biliyordum ama bırakamıyordum. İradesizin önde gideniydim. Gece sigara bitti diye erkenden yattığım bile oldu, anla işte.

Kitaplar mı okumadım, 1 saat süren o dandirik kimilerine göre harika belgeseli mi izlemedim? İzledim, sonuç ne? İçmeye devam ettim. 12 yıldır aralıksız içen birisiydim. Çay-sigara delisi bir insan işte. Çaydan vazgeçmedim. Sigara içilen ortamlara bile giriyorum. Kendime böyle bir işkence etmeye niyetim yok. Bir şeyden ne kadar kaçmaya çalışırsan seni yakalıyor. Kaçmadım bu yüzden. Onu hatırlatan alışkanlıklar, hikaye hepsi.

Ne sakız, ne bıktım tozu, ne usandım, ne de bilmem ne. Hiçbir şey kullanmadım. İnan kullanmadım. Bir kaza atlattım, kırıklarla ucuzundan. Doktor dedi ki; ''sigara içmeyeceksin.''

İstemez isen içmiyorsun bu kadar basit. Benim bırakmamın sebebi ise tamamiyle sağlık. Ciddi ciddi kendi sağlığını düşünüyorsan isen o herkese ve kendine sıktığın ''bırakamıyorum, olmuyor, yılların alışkanlığı'' palavralarını sıkmıyorsun. 1 ayı geçtim bırakalı, arada 1 tane yakayım dedim, evet o iradesizliği gösterdim ve ikinci fırtta sigarayı attım, içmedim, içemedim. Fakat, krizlere falan girmedim. Sinirli bir halim var mı? var. Sinirim geçtikten sonra fark ediyorum bunu ancak hastalığıma veriyorum bunu da. Evde, arkadaş ortamında bir çok kişi içiyor ve inan canım istemiyor, Aklıma bile gelmiyor. Yemeklerden sonra, çay içerken vs. aklımın ucundan bile geçmiyor.

İnan bırakabilirsin, zor değil. Hiç zor değil. kendi sağlığını düşünüyorsan bırakabilirsin. Düşünmüyorsan yak bir sigara daha. Niye yazıyorum bunları belki bir kişi bak bir kişi dedim gaz alır benden, o bırakmış ben de yapabilirim der ve sigarayı bırakırsa ne kadar mutlu olurum anlatırım. Bu sigara ''bırakılıyor'' ve sen bırakabilirsin. Külahıma anlat deme, okudukça bir zamanlar kırmızı burnuma anlat diyordum.

Sigara içmeden otobüs bekleyebiliyormuşsun,
Sigara içmeden yolda yürüyebiliyormuşsun,
Sigara içmeden bilgisayarın başına oturabiliyormuşsun,
Sigara içmeden çay içebiliyormuşsun,
Sigara içmeden sinirini yatıştırabiliyormuşsun,
Sigara içmeden 5 dakika sonra sakinleşebiliyormuşsun,

Bu hayat sigara içmeden de yaşanabiliyormuş.

Hepsini geçtim, çayın bi tadı varmış, o kadar yazdım denemek ve istiyorsan bunu yapmak sana kalmış. Yapabilirsin :)

16 Ocak 2011 Pazar

Baksana Talihe, Sitem

Ben bu şarkıyı çooook seviyorum. Niye bilmiyorum sözleri mi, müziği mi, göksel'in sesi mi çözemedim gitti. Hani bazen seversin ama sebebini bilmezsin ya öyle işte.




Bir diğeri de bu, yıllar öncesine ait. Sitem her insanın birisine, birisi değilse bile kendine ettiğidir ve dile getiremediğidir. Fakat, şarkıda mükemmel dile getirilmiş.


Erol Evgin Sitem
Yükleyen karamazov07. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

12 Ocak 2011 Çarşamba

Ne Kadınlar Tanıdım

Ne kadınlar tanıdım, aslında ufak bir kız çocuğuydular. Yalnız ve kimsesiz kaldıklarında, aldatıldıklarında, yalnız bırakıldıklarında, dört duvar arasında bir başına ağladıklarında hep o ufak kız çocuğuna sarıldılar.

Ne kadınlar tanıdım, ip atlarken ufak ayakları üstünde durmaya çalıştılar. Birden büyüdüler. Hayalleri küçük kaldı. En büyük hayallerinden birisi çilek şeklinde bir tokaydı bir tanesinin. Kimbilir ne kadar ucuzdu, hayatı gibi.

Ne kadınlar tanıdım, yaşamayı paha biçemediği aşklarını öyle ucuza harcadılar ki, bir daha sevemediler. Miş gibiyi en güzel onlar yaptılar. Ruhu bile duymadı kimsenin, kendilerinin bile. Bir çoğu ruhlarını vermişlerdi çekip gidene.

Ne kadınlar tanıdım, güldüklerine inandıramadılar. Çünkü, her kahkaha attıklarında makyajlarını akıttılar.

Ne kadınlar tanıdım, geçmiş denen oltaya takılmışlar. anıları kan revan içinde.

Ne kadınlar tanıdım, aslında sığınacak bir liman arıyordular, yalnızlığın girdabında.

Ne kadınlar tanıdım, mutluluk diye bir maske satın almışlar, gözyaşlarını onların ardında akıtmışlar.

Ne kadınlar tanıdım, verdikçe vermişler kendilerinden ödün. Onlar için ölüm olmuş en büyük ödül.

Ne kadınlar tanıdım, günahlarının bedelini ödemişler kalpleri pahasına canlarıyla.

Ne kadınlar tanıdım, yaşamadılar. Onları emirleriyle yaşatmaya çalıştılar.

Ne kadınlar tanıdım, aşamadılar. Onları yaşayamazsın tek başına diye korkuttular.

Ne kadınlar tanıdım, gülemediler. Gün yüzü göstermediler. Galiba Biz'ler.

Ne kadınlar tanıdım, ölümün kıyısında dalgalarla boğuşmaktansa pes ettiler.

Ne kadınlar tanıdım, aslında tanıyamadım. Tanısaydım durdurmaya çalışırdım. Acılarına gözyaşlarımı basardım, kanayan yaralarına dudaklarımı sarardım. Onları değil, gerçekleştiremedikleri hayallerini asardım, belki bir ihtimal mutlu olacaksın diye bir yalana inandırırdım. Keşke tanısaydım belki bir tanesi arağacından kurtarırdım.

Ne kadınlar tanıdım çoktular, en kalabalıklardaki yapayalnızlar gibi.

:(. bazıları size de tanıdık geldi değil mi?

9 Ocak 2011 Pazar

Şiirlerim ya da Şiyirlerim

Arkadaşlar, arkadaş olmayanlar, tesadüfen gelenler, bu blog a yazdıklarıma bir şekilde ulaşanlar. Yazdıklarımın, şiyirlerimin her hakkı kırılan kırmızı burnuma aittir. Gogılda, orada, burada, şurada boşuna aramayın. Hepsi tamamiyle bana ait olan şiyirlerdir. Sözlükte ve burada yer almaktadır. İnternet ortamında başka yerlerde başka nick ve isimlerle yer alanlarda benden ç alıntıdır. Bana ait olmayanlar ise zaten belli yazdıklarım içerisinde yani blogda var mı yok mu bilmiyorum. Varsa da çok az.

Dediğim gibi bu sanat eserlerinin tüm hakkı süheyla'ya ve kırmızı burnuma aittir. Herhangi bir yerde görürsek hiçbir şey yapmayacağımızı bildiririz. Tepe tepe okuyun.

4 Ocak 2011 Salı

Su Gibi

Nereden başlayacağımı bilmiyorum ama hastayım bu programa. Her şeyiyle, stüdyodaki seyirciler, programın şarkıları, sunucular, evlenmeye gelenler, yorum yapanlar,

Farklı adaylarla devam etmek isteyenler, düşünme koltuğuna oturup düşünenler, yalnızlığına başka birinin yalnızlığını katıp 2 yalnızlıktan tek bir yalnızlık ortaya çıkarmak isteyenler, yalnızlığını öldürmeye suç ortağı arayanlar.

Bak biraz önce birisi dedi ki ''benimle bir yudum ekmeği paylaşacak birisini arıyorum''

Bir başkası diyor ki, evi olsun, arabası olsun, zengin olsun, olsun, olsun.

Bir başkası ise 46 yaşımdayım evleneceğim insanda bir şey aramıyorum ahaha. insan adı üstünde insan işte insan olsun yeter, diyemiyor. Bunu ilk diyene telefon edip talip olacağım ahah.


Bir kaç tanesi diyor sadece, yalnızlığıma tek başına kalabalık olsun. İşte onları daha bir seviyorum. Belki de ben de öyle düşünüyorum. Katılacağım zaten bi gün. ahaha süheyla diyeceğim düşünme koltuğunda gelene kadar onu bekleyeceğim.

ahaha hastayım eve de bi tane o koltuğun aynısından alacağım. hayatı düşüneceğim, hayatın anlamını falan, ne de olsa düşünme koltuğu.

Çocuk odası, yatak odası, yemek odası, misafir odası. Yeni bir oda daha eklendi bu program sayesinde hayatıma.

Görüşme odası ahahah ileride tek katlı şiirime bu odayı yapacağım. Müstakil olan bahçeli şiirime. Buyur süheyla seni görüşme odasına alayım. Görüş benimle gör beni, görüşelim, gülüşelim, sev.. ahah. sapıttı adam.



''Mutlu bir yuva kurmak istersen
Evlenmeye karar verdiysen
Ne duruyorsun hadi gelsene
evlenelim biz de su gibi de.''


''Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Yangınlarıma sular yagdırdın
Damla damla söndüm serinledim
10'ar 10'ar saydıgım kayıp yıllarımı onardın
Saat saat bulunduğum mechulden gün yüzüne çıktım
Günler gördüm yüzünde
Gönlümün kapılarını sana açtım
Çalmadan gir içeri diye
Adıyorum sana
Onca kırık aşktan sonra arta kalanımı
Temize çekiyorum sende bütün yalanlarımı
Senin aşktaki kadirini bilmek için
Önce kadersiz aşklardan geçmeli insan
Eksiltip yoran bütün ayrılıklar
Kavuşmalara giden yollara çıkar
Vefayı bozada gülmeyi gülhanede unuttuğum
Garip bi zamanda çıka geldin
Hoşgeldin yitirilmiş sevgililer köyü cografyama
Hoşgeldin bir daha seversem namerdim sokağına

Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Bitti dediğim yerden başlıyorsun
Dindi artık dediğim yerden oluk oluk kanıyorsun
Beni en iyi sen tanıyor
Sen anlıyorsun
Ne hoş geliyor ne hoş gülüyorsun
En güzel renkleri komşu kızların
Gözlerinde gördüğüm
Solgun sarı bir zamanda çıka geldin
Hangi yollardan uğradın durağıma
Hoşgeldin yitirilmiş sevgililer cografyama
Hoşgeldin bir daha seversem namerdim sokağıma

Ağlamak yalan su gibi bahtın olsun
Ağlamak yalan su gibi bahtın olsun
Ben sensiz yapamam dünyaya ahtım olsun
Ben sensiz yapamam dünyaya ahtım olsun

Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun

Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Hoşgeldin gülüm su gibi ömrün olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun
Sefalar getirdin mutluluk bizim olsun''


Bu da benim su gibim.

''Su gibi
bir yalnızlık bizimkisi
yüzümüzden akıyor
her sabah yeniden
uyanmak için aynı yalnızlığa
farkında olmadan
yüzümüzü
ellerimiz yıkıyor
yalnızlığın yüzü suyu hürmetine
Su gibisin kandığım
doya doya kanamadığım
bu yüzden oluk oluk
sol yanımı kanattığım.''

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com