1 Temmuz 2011 Cuma

Dilediğini Yaşa

Güzel bir söz, anlamlı. Anlamını yerine getirirsen eğer. Zor ama çok zor anlamını yerine getirmek. Onlarca burun var hayatında. Her biri siper almış mevzinde tetikte bekliyor o koca koca burunlarını sokmak için dileklerinin içine. Senin dileklerinin, isteklerinin bir önemi yok. Varsa yoksa onların düşünceleri. Kendilerine göre haklılar. Çok haklılar, en haklılar. Hak, onların dudaklarından çıkacak tek kelime ''hayır''. Yapmak istediklerin, yapmayı istediklerinin önündeki en küçük ama en büyük engel o burunlar. Ve sana, hayatına sokmaktan asla vazgeçmeyecekler, dilediğin gibi yaşamaman için.

Musalla taşı çok uzak gibi görünüyor insana. Yanına varmaya korkuyor insan ne kadar cesaretli olursa olsun. İnsanın en savunmasız, en aciz ve çaresiz kaldığı an o taşın önünde. Dağ gibi adam parçalanmış bir taş parçasına dönüşüyor.

Dilediği gibi yaşayanlara gıpta eder insanlar, dilediği gibi yaşayamadıklar için. Uzaktan seyrederler, şaşırırlar. Neden benim böyle bir hayatım yok diye yakınılar. Yakınmak yerine bir kez olsun herkesin delilik diye addettiği şeyleri yapmayı akıl etmezler. Çünkü bütün vakitlerini yakınarak geçirdiklerinin farkına varmazlar. Hayat kısa, tabutlar dolmak için bekliyor musalla taşında.

Nereden geldim buraya. Aklımda bu soru vardı sadece. Acaba dilediği gibi yaşamış mıydı hayatını? Sormak için bile geç kalıyorsun biliyor musun? Geç kalmamalı insan. Zaman bıraktığın yerde durmuyor. Akrep yelkovanı her an kovalıyor. Geçen dört mevsimin baharları değil, ömrünün baharları. Geç kalma, gittiğin yerde bulamayabilirsin beklediğini, bulmayı umduğunu.  Umma, gitmeyi dene bir kez olsun hayatın bekliyordur seni.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com