7 Haziran 2011 Salı

Aklını Okumak

Ne kadar mecazi bir deyimdir. Hep insanların aklını okumak isteriz değil mi? Aklından geçenleri, ne düşündüğünü bilmek isteriz. Söylesin, anlatsın diye ısrar ederiz ve karşılığında tek kelime duyamayız. Elimizde bakışlarından elde ettiğimiz ön yargılarımızdan başka bir sonuç yoktur. Genelde de yanlış olur bunlar. Asla düşündüklerimiz değildir.

Diğer bir taraftan aklını okutan insana, 'alın, okuyun' diyen insana da delirmiş gözüyle bakarız. Delirmiş gözlerle baktığımızı hiç bilmeden. Olduğunca yalın ve sade bir biçimde aklını döküyordur parça parça. Anlatıyordur, aklından geçenleri, yapmak istediklerini, düşüncelerini, hayallerini hayal bile olsa. Ne kadar ulaşılmaz olsa da. İnanamayız; 'ciddi misin, bunlar gerçek mi?' diye soru üstüne sorular sorarız. Çünkü hayat boyunca ender rastlarız aklını okutan insanlara. Senin ne düşündüğünü, düşüneceğini önemsese bile çok fazla yer kaplamaz bu beyninde. Kendi doğruları vardır. Bildiği, sevdiği, değer verdiği değerleri vardır, yıllardır şekillenmiştir beyninde. Asla değiştiremezsin, sadece düşünmesini sağlarsın, bir bakış açısı daha eklersin bakışlarına, sana değer veriyorsa.

Etrafına bir baksana, dolu dolu bak etrafındaki resime. O tanıyorum dediğin insanlara, ruhunu biliyorum dediğin insanlara. Hangisi sana aklını okutmuş. Seni, alıp karşısına aklından geçenleri anlatmış. Ne kadar acı değil mi?

Bilinmeyen denkleme bakar mısın? Bir tarafta aklını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren insanlar var, kimsenin görmek ve bakmak istemediği. Diğer tarafta aklını okumak istediğimiz bir sürü insan var, hiçbir zaman okuyamayacağımız.

Ve canım acaaayip sıkkın. Bir Delinin Sayıklamaları modundayım ama susmak ve beklemek en iyisi galiba.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com