26 Mayıs 2011 Perşembe

Kafka'nın Aforizmaları

''İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var. Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından geri dönemiyorlar.

Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur.

İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür.

İki olanak: Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik, yani eylemsizliktir; ikincisi başlangıç yani eylemdir.

Yaşamın daha başlangıcında iki ödev: Giderek çevreni daraltmak, ve kendini bu çevre dışında gizleyip gizlemediğini sürekli denetlemek.''


Çok güzel aforizmaları var, çok derin. Kitaplarını ödünç alırken, aldığım güzel insan şöyle bir şey dedi;
''Ben okudum anlamadım, bakalım sen anlayabilecek misin? Anlarsan bize de anlatırsın.''

Anlayamam ama anlamaya çalışırım dedim sadece.

İlk anlamaya çalıştığım ise ''Babaya Mektup'' isimli kitabında neden yazdığını, neden yazar olduğunu söylemiş
iki kelime ile özetlemiş bence;

''Konuşmasını unuttum.''

Milena'ya Mektuplar'ı ise ayrı bir derinlik. Çok deli, yani çok akıllıca çok değişik tespitleri var. Şaşırıyorsun okurken hatta birinci mektubunun başı şöyle. Okur okumaz çarptı.


''Size Prag'dan, sonra da Meran'dan yazmıştım. Karşılık vermediniz. Gönderdiğim o pusulacıklara karşılık beklemem gereksiz, biliyorum. Yazmadığınıza bakılırsa iyi olmalısınız; bizler çoğunlukla iyi olduğumuz zaman susarız, böyle ise sevinmem gerekir.''

Ne garip değil mi insan mutlu ve iyi olduğunda susar, fakat mutsuz ve kötü olduğunda birilerini arar, paylaşmak ister ama paylaşacak kimse yoktur yanında. Bunun da bilincindedir ve en kötüsü de budur.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com