26 Şubat 2011 Cumartesi

GECE



''Karanlıkta yönünü arayanların, bulup sığındığı tek liman.''

''Yaşanılasıdır, sessizdir. Biraz önce o sessizliği yaşadım. Çıktım dışarı tüm şehir uyuyordu, yolumu aydınlatan sokak lambaları yürü diyordu. Korkmadan, çekinmeden, sessizliğe ayak uydurarak uygun adım ilerle diye adeta emir veriyordu.

Gece güzeldir, karanlığın aydınlığını yaşatır sana. Kendini yakıp bitirirken etrafını aydınlatan mum gibi. Sessizdir ama yüzlerce şey fısıldar kulağına içindeki ses gibi. Herkes rüyasında iken sen hülyalarda bambaşka diyarlarda.''

''Güzel, özel, sessiz, sakin.

Sırrına ermek belki de bunun sebebi. Demiş ki ''benim bildiğimi bilseydiniz uyumazdınız'' sırrına ermiş belli ki. Yaşanılası, gökyüzü karanlık, oda karanlık, gece karanlık, sen karanlık. içine bakıyorsun aydınlık. Gördüğün bir ışık. Yak bir sigara daha, ne çıkar eksilsin ömründen bir dakika. Ne anlamı kalıyor tadını çıkarmadıktan sonra. Biraz yorgun sen gibi, gündüzün kesmekeşliği, telaşı, kalabalığı, koşuşturması yok gecede. Yetişmeye çabalamıyorsun, saat duruyor, zaman duruyor, dakikalar çok yavaş ilerliyor. Bir fan sesi eşlik ediyor içindeki sese bir de tıkırtılar.

Gecenin rengi bambaşka. Boyalar önünde, en güzel rengi sen veriyorsun ellerinle. Altına da attın mı imzanı, tamam oluyor her şey yerli yerinde. Gecenin karanlığında ne zaman baksam penceremden bir yıldız gökyüzümde inatla orada duruyor, selam verir gibi. O da uyumuyor. Belli ki o da varmış. Gökyüzü ağlar aynı anlarda, gürültüsü korkutur. Bulutların yanaklarından akar sel olur gözyaşı, koklatır toprağı.

Gece, güzel şeysin.''


Sözlükte gece hakkında yazdığım yazılar bunlar. Geceyi seviyorum ben. Başka bir blogta, gece ile benzeri yazılar okumuştum. Aynen benim gibi düşünen birisi ve okuyup çok beğendiğim kitaplardan bir tanesinden alıntı yapmış. Gündüz Vassaf'ın ''Cehenneme Övgü'' adlı kitabından, gece. Hakkını yiyemem, Canım'lardan bir tanesi olan canım'ın tavsiye ettiği kitaplardan birisi. Kitaba dönersem;


“Geceleri düzen güçleri uykudadır”.
“Gün ışığı içimizdeki teslimiyetçiliği ortaya çıkarır, ama geceleri kendimizi özgür hissederiz. Düzen güçleri bizi, geceden, özgürlükten kaçınmaya koşullandırmıştır.”
“Gün boyunca ister sabah saat on, ister öğleden sonra üç olsun, hepimiz gündelik düzenin, düzen güçlerinin köleleriyiz. Bizi ayakta tutan, zamanın geçmesi ve gecenin sunduğu kurtuluş umududur.”
“Geceleri aşık olur, birbirimize aşkımızı geceleri ilan ederiz. Gündüzler bizi mantığımızı kullanmaya, kendi hapishanemize kapanmaya zorlar.”
“Gün boyunca insanların birbirleriyle gireceği ilişkiler düzene sokulmuştur. Okullarda gençler, sırf aynı yaşta oldukları için yıllar yılı aynı sınıflarda oturmak zorundadırlar.”
“Sosyal sınıfların katı kuralları ancak gece bozulur.”
“Geceleri dünya, birbirleriyle haşır neşir olmuş, özgür, meraklı insanların ruhlarıyla canlanır.”
“Gece, insan zihninin çalışması için zemin oluşturur.”
“‘Yaşamın anlamı’ gece duyumsanır ve sorgulanır.”

Okuduktan sonra evet dedidiğini duyar gibiyim. Duymadıysam birimiz yanlışlardayız.
En güzel kısmı sonu galiba; '''Yaşamın anlamı'' gece duyumsanır ve sorgulanır.''

En nefret ettiğim şeylerden birisidir, Neden uyumuyorsun? Neden uyumalıyım ki? Denmez hiç, çünkü uyuması gerekir insanın. Ve işin saçmalığı bu soruyu sana soran insan uyanıktır! Geceleri aslında uyuyan birer ölüyüz. Neden sadece gündüzü yaşıyoruz? Geceleri zamandan saymıyoruz, yaşanılası görmüyoruz. Yaşanılası bir şey değil mi yoksa gece? Bence yaşanılası ve güzel.

Gece herkes kaçar: sokaklardan, insanlardan, yaşamaktan. Pause tuşuna basar ve uyku moduna geçer. Çünkü, düzen böyle. Herkes uyumalı, herkes birbirine uymalı. İşte o zaman sen, normalsin. Uymadığın an yaftayı yedin demektir. ''Anormal, sabaha kadar uyumuyor.'' Hiç kimse olaya şöyle bakmaz; ''aslında o geceyi yaşıyor'' hayatı yarım yaşayanlar bunu fark etmiyor galiba. Bilmem kaç yıl yaşıyor ve yaşadığını saydığı hayatı gündüzden ibaret.

Kaç gündüz yaşadın? Aslında böyle sorsan bunu bile anlamaz. He?, ne?, kim? diye boş gözlerle sana bakabilir. Geceyi zamandan, hayattan saymıyoruz. Kim öğretti bunu bilmiyorum ve halen neden uyuluyor bu öğretiye. Evet, bir sistem var mecburen uymak zorunda olduğun, dışına çıkamadığın, hatta sistemin bir dişlisi de kendin olduğun. Fakat, insan buna bir çözüm buluyor eğer isterse. Her zaman olmasa da değiştirebiliyor düzeni, kendi kurduğu düzene göre.

Ve şiyirsiz olur mu? bu da benden gelsin güzel geceye.

''Buluşma noktamız
noktayı kaldırıp
birbirime başladığımız
birbirimizi yaşadığımız
biliyoruz gecelerin tadını
biliyoruz bitmek bilmeyen yalnızlığımızı
gecenin yüzü suyu hürmetine
geliyoruz birbirimize
gece geceden geçmeden
ışıklar sönecekken
biz oluyoruz ya çalıp geceden
söz veriyoruz
buluşmak üzere
bir başka geceye
gece de olmasa
geleceğimiz yok bize
bu yüzden seviyoruz belki de.''


Şimdiden, İyi Geceler!

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com