11 Ocak 2012 Çarşamba

Sabri Amca

Uzun zamandır yazmıyormuşum farkında bile değilim ilham perim söyledi ahah. Sözlükte zaten yazmıyorum. Yazacak çok hiç var. Dur bir sigara yakayım. Yazıyorum aslında ama buraya yazmıyorum. Kenarda duruyor öylece, benim gibi. Uzun upuzun bir şey. Sonunda ne olacak merak ediyorum. Çünkü ne yazdığımın farkında değilim daha doğrusu ederinin. Eğer sonucunda güzel bir şey olursa, sizden değerli mi? olmazsa da paylaşırım ama bir gün.

Konuya dönersem işte size Sabri amcam. Yok, öz amcam değil. Devamlı gittiğim, çay ve sigaramı içip günlük gazete okuma rutinini gerçekleştirdiğim emekli kahvesi var bir tane. Oranın üst katında oturuyor. 80 küsüre yangın merdivenini dayamış, emekli bir insan, yaşlı. Tek başına yaşıyor. Alt katta yeğeni ve onun çocukları oturuyor. En alt katta ise emekli kahvesi var. Her gün gelir, çayını söyler ve gazetelerin bulmaca eklerini alıp bir köşeye oturur tek başına, başlar bulmacaları çözmeye. Bir de öyle uyanık ki, bazı bulmaca eklerinin arkasında cevapları var. İlk önce ondan başlıyor bulmacayı çözüyor. Arada sigara içmek için kalkar sigara odasına geçer. Sonra tekrar geri gelir, bulmacasını çözmeye devam eder. Ezan okunduğu vakit kalkar gider, namazını kılar ve geri döner. Tekrar bulmacalar, bulmacalar.  İstisnasız her gün bunu yapar

Beni çok sever hahah ciddiyim. Bazen sigarası biter, (samsun 216) bakkala sigara almaya bile gönderir, o derece yani. :) Kızarım bazen, 'yine sigarayı çok içmeye başladın' diye.

Geçenlerde tek başıma oturuyorum sigara odasında. Bulmacalarını aldı geldi, yanıma oturdu. Biraz konuşturayım, konuşalım dedim kendi kendime. Başladım sormaya;

- Sabri amca evde sigara içiyor musun?
+ Yok, hiç içmem. Aklıma bile gelmez.
- Bi tane bile içmiyor musun?
+ Ayda yılda bir aklıma gelirse.
- E burada birini yakıp birini söndürüyorsun.
+ Karışma işimee.
- Sabri amca, gençliğinde keşke şunu yapsaydım dediğin bir şey oldu mu?
+ Yok, hiç olmadı.
- Gerçekten? Keşke şunu yapsaydım dediğin, içinde kalan hiç mi bi şey yok?
+ Yok be palyaço. Ben gençliğimde güreşirdim. Dağ gibiydim. Yıkılmazdım. İyi kötü geçinirdim. Bakkalım vardı benim. 40 sene bakkalık yaptım İstanbul'da. Dur, dur var bi şey var.
- Ney? (işte dökülecek dilinden keşkeleri)
+ Bir tane motosikletim olmasını isterdim. Onunla köyleri gezmek isterdim bak.
- Bu mu, başka bir şey yok mu?
+ Yok vallaha, ben hayatımı istediğim gibi yaşadım. Ne iyi ne kötü, iyiydi yani, mutluydum.

Demek ki herkesin yapmak istediği yapamadığı bir şey varmış içinde kalan. Onunkisi de motosiklet alıp gezmekmiş. Bugün yine aynı rutinimi gerçekleştirirken gaz odasından bulmacalarıyla çıktı geldi Sabri amcam. Direkt benim yanıma geldi, oturdu. Hiçbir şey demeden bulmacasını çözmeye devam ediyor. Arada kafasını kaldırıp bana bakıyor, yine önündeki en büyük meşguliyetine geri dönüyor. Bir ara kafasını yine kaldırdı ve

- Yanaş, yanaş bir şey söyleyeceğim.
+ Söyle, Sabri amca duyuyorum.
 - Yanaş şöyle, ben duymuyorum!! (ahaha)
-  Geçenlerde doktora gittim. Kulaklarım hiç duymuyor, damla verdi. Kullanıyorum bir kaç gündür.
Şu kahvedeki gürültüyü hiç duymuyorum. Ne güzel tek duyduğum milletin gülüşleri, kahkaha sesi.

Telefonu çaldı sonra. Aysel aradı aahaha. Aysel kim di mi? Ben nereden tanıyorum. Aysel'i arayacağı zaman Sabri amca telefonu çıkartıyor cebinden ve bana uzatıyor. ''Aysel'i çevir bakayım'' diyor.

Geçenlerde sobanın peteğinin yanında ayakta durup ısınıyorum. Yaslanmışım peteğe, bir ileri iki sağ sol yapıp duruyorum. Sabri amca tam önüme oturdu, her zamanki gibi bulmaca çözüyor. Ben aynen ısınmaya devam ediyorum. Bir ara dedi ki;

- Otur şöyle.
+ Sağol, sabri amca ısınıyorum iyi böyle.

Kendi kendine söyleniyor ama besbelli. Ben yine aynı şekilde peteklere kedi gibi sürtünüp duruyorum. Bir ileri iki geri sallanıyorum.

- Otursana palyaço, ayakta durma.
+ Yok, Sabri amca böyle iyi, oturmayacağım.

Ve işin aslı iki dakika sonra anlaşılıyor.

+ Otur şöyle, gölge ediyorsun. Göremiyorum bulmacayı.
- Ahaha baştan söylesene Sabri amca, beni düşündüğünü sanıyordum. Gölge etme başka ihsan istemem diyorsun yani.


İlahi Sabri amca diyorum kendi kendime. Dediğim gibi 80 küsür yaşında, saçlar beyazlamış, başında kasketi, omuzlar biraz çökmüş. Yine tek başına otururken bu fotoğrafı çektim. Yaşlıları sevelim, onlarla konuşalım, gülümseyelim onlara. Onlar yaşlı değil yaşamış.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com