15 Ocak 2012 Pazar

Çizmek Zevklidir

O halde çizelim.

Girişte pek bir şey yok. Hoşgeldin yazan gülen suratlı şapşal paspas dışında. Kapı en çeliğinden ve kilitli içeriden. Ayakkabalık sade ama hoş. Gösteriş yok, kalite ve kullanım açışından güzel. İçeri girdikten sonra direkt salon ve mutfağı görüyorsun. Açık mutfak yani ama yemek kokusu ıvır zıvır kokusu yok, bar taburesinde otururmuş gibi düşün kendini. Mutfağın dolapları beyaz, ince böyle, göz yormayan cinsten. Mutfak masası var pratik çok yer kaplamayanından 6 kişilik o da beyaz renk. Esas yemek masası salonun ortasında. Masa değil aslında, mermer bir diktörgen, üzerinde aynı boyutta cam. Yemek burada yeniyor genellikle ve 2 kişilik bu masa. Yemek masasından çok sanki aşk masası. Salonda 2 çekyat var karşılıklı. Karşısında film izlemek haricinde nadir açılan bir televizyon. Hemen yanında filmlerle dolu cd'lik, şık bir şey. Duvarlar ilginç resimlerle dolu. Bir çoğunun ne olduğu belirsiz. Dikkatle bakıldığında görülen resim kadın yüzlerinden ibaret sanki. Cam kenarında bir koltuk var o da diktörgen şeklinde, sedir misali tam uzanmalık. Bir kaç fotoğraf var duvarda, galiba ailesinden birileri.

Sonra diğer oda. Salon kadar büyük bir oda. Hatta sonradan öğrenildiğine göre yanyana olan 2 odanın aradaki duvarı yıkılmış ve bu odalar birleştirilmiş. Oda bomboş gibi duruyor ilk bakışta. Kocaman bir oda. Ne bir yatak ne bir eşya herhangi bir şey yok. Evet, var bir şey var. Rafları alabildiğine kitap dolu olan kitaplıklar. Odanın 4 köşesi de kitaplık. Nereye baksan kitap, nereye bakmasan da kitap. Hepsi özenle yerleştirilmiş, ayrıştırılmış kitaplar. Kimisi konusuna göre kimisi de yazarına göre. İlk göze çarpan kitaplar romanlar. Hemen hemen bütün büyük yazarların romanları sırasıyla var. Daha sonra şiir kitapları yerli ve yabancı. İç ses diyor ki bunları toplamak için epey uğraşmış olmalı. Odanın lambası yok. İlginç bir şey daha. Mum dolu oda. İki pencerenin önü de mumlarla donatılmış. Bir masa var üstünde okunmayı bekleyen kitaplar ve tabi ki gece lambası. Bir ilginç detay daha odanın lambası olmamasına rağmen kitaplıkları aydınlatan lambalar var hepsinin üzerinde. Belki de evin en ilginç ve en güzel köşesi burasıydı.

Bir diğer oda yatak odası. Her şey yerli yerinde, derli toplu. Elbiseler askıda, çamaşırlar katlanmış dolabın içinde ve çekmecelerde. Hoş bir koku var odanın içinde ilk girildiği an fark edilen. Dağınıklıktan eser yok. Yatağın hemen yanında bir ayna önünde bir masa üzerinde ise not kağıdı ve yanında gece lambası bir de kalem. Pek fazla bir şey yok yatak odasında. Dikkati çeken tek şey duvardaki perdeydi. Dikkat et penceredeki değil, duvardaki perde. Banyo ve tuvalet bildiğimiz gibi pek bir farkı, özelliği yok. Ev gibi, gösterişten uzak. Daha ziyade mutlu olmak için bir kaçış ortamı düşün. Öyle evin her köşesi. Dakikalardır çalan eski şarkılar insanı mutlu ediyor, bir yandan da hüzünlendiriyor. Ona sorarsan, iyi geliyor.

Devamını ya da daha detaylısını yazarım  bi gün. Gözlerim kapanıyore.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com