4 Ekim 2011 Salı

Anlatamıyorum

On yedinci mektup bu. Ümit Yaşar Oğuzcan'a ait ama artık değil. Ayrıca fonda yine Müslüm G. var. Diyor ki; böyle bir aşk görülmemiş dünyada.

''Soruyorum, susuyorsun. ben sükûtun bu kadar anlamlı olduğunu bilmezdim. Bütün sorularımın cevabını bir bakışla veriyorsun, kâh bir gülüşle. zaman zaman gözlerinin içinde eriyip kaybolduğumu hissediyorum. yanımda olmadığın günler, geleceğin güne hazırlıyor beni. Yokluğuna böyle dayanabiliyorum. karanlıklar içinde her dakika gözlerinin aydıklık bakışlarıyla doluyor için. Aradığım her şey orada. cevapsız kalmış bütün soruları gün ışığına çıkarıyor gözlerin. 

Bekliyorum, geliyorsun. İşte diyorum yaşamak bu. Sevmek seni sevmekten başka bir şey değil.  Hiç kimseyi bu kadar özlemle beklemedim. Bu kadar inanmadım hiç kimsenin geleceğine. Onun için bir gün gelmeyeceğinin korkusu kahrediyor beni. Geleceğin mutlu âna yaklaşan her dakika yaşamaktan güzel, geçen her dakika ölümden acı.
Fakat gelişin her şeyi unutturuyor. Sıkıntılı öğle sonları günün en yaşanmaya değer saaatleri oluyor sen gelince. Kızgın bir güneş altında bana karlı dağ yamaçlarının serinliğini getiriyor ellerin.

İstiyorum, veriyorsun. Verdiklerin bir bakıma iflası oluyor saadet anlayışımın. Böylesine büyük nazların hayal bile edilemediği bir dünya üzerinde özlenecek başka saadetin kalmadığını düşünüyorum. O zaman her şey siliniyor gözlerimden. Sensiz bir yarının değersizliğini, çekilemezliğini daha iyi anlıyorum. huzur seninle kayboluyor, bütün sevinçler seninle gidiyor. Sensiz bir kanlı gömlek gibi giyiyorum üzerime yaşamayı. Çaresizlik hiçbir zaman sen yanımda olduğun anlardaki kadar kötü ve merhametsiz olmuyor. yine de her öpüşümde bana ilahlara has bir güç, bir büyük huzur veriyor dudakların.

Ağlıyorum, gidiyorsun. ama sen gözyaşlarımı görmüyorsun ki! ayrıldığımız yerde başlıyor yıkıntım. Kalabalık bir caddede, vapur iskelesinde ya da bir kapı önünde; nerede olursa olsun ayrılığın bir tokat gibi iniyor yüzüme, kocaman, sivri bıçaklar gibi delik deşik ediyor vücudumu. Her yer kan oluyor. artık dayanamıyorum, artık dayanamıyorum. Ağlamak bile kâr etmiyor. ben bu acılara, ben bu sürekli ölümlere önceden razı oldum. Şikâyete hakkım yok, biliyorum. İsyan etmem faydasız. kendi kaderinin çizdiği yolda yürüyor ayakların.

Yazıyorum, okuyorsun. Kim bilir ne dayanılmaz acılar içindesin sen de? nasıl her yerini bir sigara söndürülmüşçesine yakan özlemler içindesin. ''mümkün olsa hep yanında kalırdım,'' diyorsun. ''hiç senden ayrılmazdım, hep senin olurdum,'' diyorsun. İşte onun için sana hiç kızamıyorum ya' bütün isyanım çaresizliklere, bu kahpe imkânsızlıklara, bu mesefelere, bu zamana ve bu bizi çepçevre kuşatanlara, onların pis kurallarına, beş para etmez inançlarına.

O demir parmaklıklara, ağır kapılara, kalın zincirlere, o merhametsiz, çirkin gardiyanlara rağmen  seni seviyorum.

anlatamıyorum.''

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com