24 Mart 2011 Perşembe

Kalpleri Bembeyaz

Ben bu adamın yerinde olmak isterdim, inan isterdim. ''Deli'' tabir edilen insanlarla oturup konuştunuz mu hiç? Onlardan korkmadan fiziksel bir zarar göreceğiz mi sorusunu sormadan yanlarına oturup muhabbet edebildiniz mi? En sevdiğim şeylerden biridir. Çok mu yapıyorum? hayır. Fakat hayat bir şekilde karşı karşıya getirdi mi, bu karşılaşmayı asla es geçmiyorum. Belki şu an aklımdan geçenleri yazıya dökemem ama bu adamın yerinde olmak isterdim. Memiş'in ya da kemal'in ya da general'in ya da sürekli dondurma yiyip ateş eden o adamın yerinde olmak isterdim. Geleyim diğer soruya. Akıllı mıyım? elbette hayır. Sadece akıllı damgası yemişlerden birisiyim.

Ne kötü akıllı damgası yemek. Her yaptığınıza saçmalık gözüyle bakılması. Onlar gibi olmanız istenmesi. Ne yapsan ''o yapmaz böyle şeyler akıllı birisi'' denmesi arkanızdan. Fakat deli damgası yedin mi bir kez. O meşhur atasözünü senin için milyon kez söylerler. ''delidir ne yapsa yeridir.'' Aynı işi deli ve akıllı damgası yiyen iki insana yaptır. Akıllı olan hatalı, suçlu bulunur. En basiti hiç unutmam en çok güldüğüm anılarımdan birisidir. Gecenin bir yarısı sabaha doğru hava henüz aydınlanmamışken bir arkadaşımla dağa tırmanmıştık. Sebebi de güneşin doğuşunu izleyecektik. Bütün arkadaşlarımız aynı şeyi söylemişti ikimiz için.
- Deli misiniz, ne işiniz var. Yatın uyuyun.

Evet deliydik ve tırmandık o dağa. Patika yolu da kaybettik, bildiğin amatörce tırmandık, düşüp ölme ihtimalimiz bile vardı. Sigara üstüne sigara içip saatlerce oturduk ve güneşin doğmasını bekledik. Etraf yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı.

Ne diyordum ben bu adamın yerinde olmak isterdim. Kalbi bembeyaz bu adamın.

Bu arada güneş önümüzdeki dağın ardından çoktan doğmuştu haha. O arkadaşıma tüm gün küfür etmiştim.

Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com