10 Haziran 2012 Pazar

Boş İşler

Kişiler ve Fikirler.

Senin için hangisi önemli? Neyi kimin söylediği mi yoksa kimin neyi söylediği mi, hangisi daha önemli.
Şu zamanda önemli olan Neyi kim söylemiş. Kişiler önemli.  Ne söylediğinin pek bir önemi yok.
Unutuluyor; hatırlanacak, yer edecek, işe yarayacak bir şey söylemiyor. Boşluk üzerine inşa edilmiş bir
görüntü. Her bir kelime havada. Ne anlattığı, ne söylediği daha da önemlisi ne demek istediği önemsiz.

Şu bir kaç konu aşağıda sınav diye bir başlık atmıştım. Orada işe yarar birkaç bilgi vermiştim. Heh işte o bilgileri veren büyük adamla muhabbet ediyoruz. Aşırı zeki, hem komik hem de bilgili. Mor İnsan. Zordur mor insan olmak. Ama o olmuş. Bir hikâye anlattı. Hikâyenin başrolünde o var. Haklı, dibine kadar haklı. İstese hakkını sonuna kadar alabilir ve hikâyenin kötü adamını mahvedebilir. Tek yaptığı şey ''tanımamak'' olmuş.

- Merhaba, beni tanıdınız mı ben bilmem ne prof. bik bik bik.
+ Pardon, tanıyamadım.
- İsmim (bik bik bik) hani şu konu, hatırladınız mı?
+ Yine tanıyamadım.

Kötü adam suratı beş karış şekilde onu herkesin tanıdığı bir kalabalığın içinde nokta gibi ezilerek yok olmuş.
Hikâye daha güzel ama detayları vermeyeyim. Küçük bir detay sadece. Kötü adam yani prof'un ders olarak anlattığı saçmalığın kitabını büyük adam yazmış hahah.(buradaki büyüklüğü görebiliyor musun?)Hayatta bir insan bu kadar güzel ''hiç'' yerine konulamaz.

Büyük adam ise tek bir şey söyledi. ''İsteseydim ona her şeyi yapabilirdim. Fakat ben kişilerle değil fikirlerle ilgilenirim.'' dedi.

Buradan çıkaracağımız tema ise bir insan sizden saçma salak nefret ediyorsa ve üstelik haklıysanız, onunla kavga (tartışma) etmeyin. Tek bir söz bile söylemeyin. Onu tanımayın. Söyleyeceğiniz hiçbir cümle tanımamak kadar koymaz ona.

Kişilerle değil fikirlerle ilgilenin. Hayatta en sevdiğim şey dolu insanları oturup dinlemek. Acayip zevkli.

Ayrıca kel alaka, rüyamda (hayırdır inşallah deyin burada)öyle güzel bir gökkuşağı gördüm ki anlatamam yani o derece. Öyle büyüktü ki. Ve gökkuşağının altında bir sürü onlarca, yüzlerce hediye paketi vardı. İçlerinden beğendiklerimi alıyordum. Sonra dalyaço kahvaltı hazır dedi ahahaha.

Anlamına baktım şimdi. Aynen şunlar yazıyor. '' Rüyada gökkuşağı görmek, mutluluğun ve başarının işaretidir.''
Ayrıca serum tadı güzel olan meyvelerimizdendir. Mutlaka yeyin.
Acaba yeyin mi yoksa yiyin mi? ya da deyin mi diyin mi? çok takılıyorum ben buna.
Geçen gün de yayın ve yayım'a takılmıştım. Anbalaj ve Ambalaj bunlara epeydir takığım.
Ya görüyorsun di mi? Ne büyük dertlerim var. Boşuna beyazladı bu saçlar. Hepsi boş işler.

4 yorum:

Avare Karınca dedi ki...

Okurken çok eğlendim. (:
Hani derler ya içimin yağları eridi diye,
ondan oldu galiba (: En güzel intikam,
yok saymak olabilir, gerçekten. Bu arada,
keşke elimizi sallasak da 'dolu' insana
çarpsa. Ve son olarak, 'yayım' kitap vb.
şeylerin dağıtılması, 'yayın' o basılıp
dağıtılan şeylerin tümü, kitap vb. (; Boşuna
dememiş yurdum insanı, beyin bedava diye (;

S. P. dedi ki...

Dolu insan çok ama boşluklarda olduğumuzdan göremiyoruz.

Yayın'a gelince. Görsel ve işitsel diyelim.

Avare Karınca dedi ki...

Arada bir boşluğa düşmek ya da boşluklarda
olmak da fena olmasa gerek. Düşünce
ve hislerin tazelenmesini sağlar;
geri dönebilmek kaydıyla.

Esen kal (:

S. P. dedi ki...

İşte biz hep boşluktayız.

Zamane insanı eşittir kitle kültürü mahkumları.

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com