3 Mayıs 2012 Perşembe

Yokluğun

Başlığa bak başlığa (boğ beni ama sana) hahah. Bugün boş boş otururken uzun zamandır
'Yokluğun' yazmadığımı fark ettim. Israr üzerine (ahaha ısrarmış, ısrara gel) dayanamadım ve yazdım.

Yokluğun; uykusuz saatler. Sigara ve nescafe.
Yokluğun; bir teras katında tek başınalık. Manzara sensizlik.
Yokluğun; vapur düdükleri. Yokluğun hep benim olduğum kıyıda, sense karşı.
Yokluğun; martıların çığlıkları. Onlar bile yokluğunda çığlık çığlığa.
Yokluğun; her sabah duyulan ezan sesi. Mutsuz uyunmuyor.
Yokluğun; bence. Çözemiyorlar tam anlamıyla bir bilmece.
Yokluğun; iki adım ötemdeki papatyalar. Merak ettiysen seviyor çıkıyor.
Yokluğun; dehliz, içine düştüğüm.
Yokluğun; anlamadığım bir şarkının en güzel mısrası.
''Seni sonsuza kadar seviyorum, seveceğim.''
Yokluğun; / a rağmen gülümsemek.
Yokluğun; saatlerce sarılıp dinlemek istemek güneşin batışında.
Yokluğun; ağlama demek değil, ağlarken beraber ağlamak.
Yokluğun; dolma. Gözlerimden yaptığım. Gözlerimin dolması.
Yokluğun; teyel. Beni sensizliğe atan.
Yokluğun; karınca. Neli olduğu bilirsin.
Yokluğun; hahahah. İnan duyuyorum.
Yokluğun; yazdığım bütün yokluğunlar.
Yokluğun; kalabalığa bakıp içimden söylediğim ''siz ne diyorsunuz lan'' bakışları.
Yokluğun; dünyaya, insanlara, hayata Fransız kalmak.
Yokluğun; düşündürüyor. Yokluğunda bunca sevilen, varlığında kim bilir nasıl sevilir?
ve
Yokluğun; halen eti gofredo.

Ayrıca bugün aşkın en güzel tanımlarından birini duydum. Yazmazsam çatlarım, muhtemelen duymamışınızdır böyle bir tanım.
Dolu dolu bir adam söyledi. Ne anlam çıkarırsın sana kalmış.

''Tanımlanamamış bir büyüklüğü hesapsızca tüketmek ve üretmek hızıdır.''

Gerçekten aşk tanımlanamayan bir büyüklük ve biz bu büyüklüğü yanlış zamanda, yanlış kişilerle
yanlış yerlerde tüketiyoruz ve yeniden üretmeye çalışıyoruz tüketirken.
Tükenmeyin, tüketmeyin, tükenmeden beraber tüketin.


Hiç yorum yok:

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com