9 Mart 2012 Cuma

Uzuv

Hemen hemen her gün gazete okuyorum. Sadece internetten değil yazılı olarak  4-5 tane gazeteyi okuyorum.
Okumak denirse ilgimi çeken köşeye (Haşmet Babaoğlu, Ayşe Arman, Hıncal Uluç, mutlaka okurum), habere bakıyorum. En sevdiğim gazeteler değil. Hafta sonu cumartesi ve pazar ekleri. İçeriği ne olursa olsun. Keyif ve kitap diye 2 ek var, hastasıyım. Bugün yine günlük rutinimi bitirmek üzereydim. Spor sayfasını açtım ve habere değil de fotoğrafa takıldım. Yok yok ağzı açık ayran budalası olarak değil. ''Neden'' diye. Her gün 8 Mart olsa bu ülkede hiçbir şey değişmeyecek. Başarılı bir tane sporcu yok ve başarılı olanlara da Türk pasaportu verip Türkiye adına yarışmalara sokuyorlar. Lakin gel gör ki aldığı dereceler, kazandığı madalyalar önemlli değil. Önemli olan kadın olması, vücudu, seksi bir pozu, eti.

Link bu- http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/TumSporlar/2012/03/08/en-az-iki-madalya

Fotoğraf gazeteden bakınca insanın gözüne girsin diye büyük basılmış. Amacını düşündüm o fotoğrafı basmalarının. Amaç belli aslında. Normal bir fotoğrafını koyamazlar mıydı ayakta ya da koşmaya başlarken diye düşündüm. Ne bekliyorsun ki, kaza geçirdiğinde ya da hastaneye kaldırıldığında çıplak halinin fotoğrafları çekilen kadınların olduğu bir ülkedeyiz. Sporcu da olsan, sanatçı da olsan ne olursan ol uzuvların önemli olan.

8 Mart 2012 Perşembe

Aynı

Deli diye hemen hemen herkesin alay ettiği, dalga geçtiği (benimse gördüğümde güldüğüm) 25-30 yaşları arasında bir çocuk var. Sürekli gittiğim cafeye gelir, bir bardak çay içer ve gider. İçeriye adımını attığında gülmeye başlar. Her şeye, herkese güler. Güldüren bir gülümsemesi var. Onu tanıyan bir kaç kişi ona takılır, o da güzel aklıyla onlara. 'Öpücem', 'sakallarını kes', 'sarılayım' diyerek.

Geçenlerde kapıdan içeri girdi gülerek. Birisi yine takılmak için sordu.

-  Naber?
+ Aynı.

İşte onun ağzından çıkan bu ''Aynı'' cevabı benim için şu 46 yıllık hayatımda hiç bu kadar anlamlı olmamıştı, anlam kazanmamıştı. Her şeyi özetler gibiydi. Öyle bir söyledi ki o an kaldım. Sanki hayatın sırrını söylemişti. Bir yandan gülüyordum, bir yandan da kendi kendime söylendim. Boşuna gülmüyor, resmen çözmüş bütün olayı, kafasında bitirmiş hayat diye çözemediğimiz bulmacayı. Siz tırlatmaya devam edin ben boşuna mı gülüyorum der gibi resmen dalga geçiyor gülüşleriyle. Ama cidden güzel gülüyor hahah. Bir de havalar soğuk diye kasket takıyor, atkısı var. Atkıyı enlemesine bağlıyor kafasına. Kulaklarından aşağı sarkıtıyor şapkanın altından. Bazen hiçbir şeyi hiç kimseyi tınlamadan giyinmek, yaşamak ne güzel. Her neyse tek diyeceğim;

Aynı
Aynı
Aynı.


Bir de son günlerde sürekli bu  şarkıyı dinliyorum çikolata niyetine.

- Yanlış Fetih mi? -

''Ne benim adım Fatih
Ne de sen İstanbul'sun.''

Kısaca

Fotoğrafım
Email: sivilpalyanco@gmail.com